ÇOCUKLARDA KONUŞMA SORUNLARI BÜYÜYÜNCE GEÇER DİYE İHMAL EDİLMEMELİ

Zeynep Artır Nisan 10, 2015 tarihinde yazdı
ÇOCUKLARDA KONUŞMA SORUNLARI BÜYÜYÜNCE GEÇER DİYE İHMAL EDİLMEMELİ

       ÇOCUKLARDA KONUŞMA SORUNLARI BÜYÜYÜNCE GEÇER DİYE İHMAL EDİLMEMELİ

                                                                                                          UZMAN PSIKOLOG  FARIKA TEYMUR ARTIR 

.

Konuşurken heyecanlanma, hata yapma, kekeleme, tutukluk, çocukluk ve gençlik çağında sıklıkla karşılaşılan problemlerdendir. Bazı konuşma bozuklukları düşme, yaralanma, havale geçirme vb. gibi sebeplere bağlı olarak organik kaynaklı olsa da konuşma bozukluklarının büyük bir kısmı psikolojiktir. Konuşma kişinin başarısında çok etkili bir faktör olduğu için çocuklukta görülen konuşma problemleri önemlidir ve çözümü için çaba gösterilmelidir.  Bir kısmı anne babanın soruna gerekli önemi  vererek kendi bireysel çözümleri ile kısa sürede düzelebilirken bir  kısmında  psikolojik destek gerekmektedir.

Hafif problemler genelde normal gelişim sürecinde  arkadaş ilişkileri arttıkça bilhassa okul öncesi eğitimin başlaması ile okul çağında da okuma yazma ile seslerin daha iyi ayırdedilmesi ile düzelmektedir.

Bununla beraber çocuklukta ihmal edilen konuşma sorunları bazen  kişinin ileriki yıllardaki hayatını her yönden olumsuz şekilde etkilemektedir.

Konuşma Sorunları Nelerden Kaynaklanır?

 Konuşma bozukluklarında genetik sebeplere ilaveten çocuk ve gencin geçirdiği stresler, korkular, baskı, aile içi ilişkilerin zayıf olması da çok etkilidir ve sonradan da ortaya çıkabilmektedir. Anne babaların çocuklarıyla bebeksi konuşma tarzları onlarda yanlış konuşmaya yol açabilir Kişilik yapısı da konuşma problemlerinde etkilidir. İçe dönük kişiler toplumdan uzak olmayı tercih ederler. Depresyon gibi bazı sağlık sorunları da içe dönüklülüğü artırır. Kişi toplumdan uzaklaştıkça konuşmamaya, toplum içinde heyecanlanmaya başlar. Güven eksikliği, hata yapma endişesi kısır döngülere yol açmaktadır.

Kişinin yeni ortamlara girmesi, kendinden yaşça, mevkice daha üstün gördüğü kişilerle karşılaşması, normalde herkeste belli bir heyecan yaratır. Kendine güvenmeyen kişilerde bu ya daha fazla olmakta ya da bu durumu sadece kendilerine ait zannederek hata yapma endişesiyle daha çok paniğe kapılmakta, bu da  heyecanlarını artırmaktadır. Kişi heyecanlanmamak için toplumdan uzaklaştıkça veya topluluk içinde söz almaktan kaçındıkça konuşurken heyecanlanma daha çok artmaktadır. Aşırı stres kişinin biyokimyasal dengesinin bozulmasına da sebep olmaktadır .

Anne Baba Çocuklukta Neler Yapabilir?

Çocuk bir kelimeyi yanlış telaffuz ettiğinde “”Efendim, anlayamadım?”” diye sakin bir ses tonuyla sorulması, çocuğun kelimeyi yanlış telaffuz ettiğini fark etmesini sağlar. Sonra yavaşça nasıl doğru telaffuz edeceği söyleneli ; fakat ısrar edilmemelidir.

Sesleri taklit döneminde çocuğa bol tekerlemeler şiirler şarkılar ezberletmek, hikaye ve masallar okuyup kendi kelimeleri ile anlatmasını, aile büyüklerinin yanında söylemesini teşvik etmek konuşma yı geliştirdiği gibi konuşma sorunlarının çözümüne de katkı sağlamaktadır.

Çocuklarda akıcı konuşmanın sağlanmasında   doğru nefes alma çalışmaları, gevşeme rahatlama egzersizleri,  spor,  müzik,  resim gibi sanat çalışmaları  da olumlu sonuç vermektedir.

www.psikodenge.com/hakkimizda/makaleler.html?author=4

Etiketler